Gökkuşağının altından geçerken...

Gökkuşağının altından geçerken...

18 Ekim 2009 Pazar

Ales – Akademik Personel baraj puanı adaletsizliği

İngilizce okutmanlıktan kadro almak isteyen birinin KPDS notunun sadece yüzde 40, Ales notunun ise yüzde 60 etki etmesi adaletsizlik….. Matematikçiler, ingilizce öğretsin demek gibi birşey bu……
Matematik full çözenler öne geçiyor….

Size bir milletvekilimizin 21 Ocak 2009 tarihli ALES yorumunu kopyala-yapıştır yapıyorum:

Bugün önceki YÖK yönetiminin meslek lisesi mezunlarının önüne koyduğu bir engelden bahsetmek istiyorum. ALES yani Akademik Personel ve Lisansüstü Eğitim Sınavı.
ALES, hem yüksek lisans ya da doktora, hem de akademik personel başvuruları için YÖK tarafından yapılan merkezi bir sınavdır. Senede iki kez yapılan bu sınav, sözel ve sayısal bölümlerinden oluşur. Bu sınavda sözel bölümden 80, sayısal bölümden de 80 olmak üzere toplam 160 soru sorulur.
2007 Bahar döneminden önce LES adı altında yapılmakta olan bu sınavda, lisansüstü eğitim için baraj 45, akademik personel alımı için de 50 puan yeterli sayılmakla birlikte, Yüksek Öğretim Kurulu tarafından 5.9.2006 tarihinde 26280 sayılı Resmî Gazete’de yayınlanan yönetmelik ile tüm akademik kadrolara atanmada ALES sınavından en az 70 puan alma şartının getirilmesi, özellikle bazı alanlardan mezun olan akademisyenler için adaletsiz bir durum oluşturmaktadır.
Buradaki adaletsiz uygulama, sadece eski sistemdeki karşılığı ile LES’teki 50 puanın ALES’te 62-65 puana tekabül ediyor olması değil, aynı zamanda sözelci akademisyen adayların notlarının sayısalcılarınki ile aynı düzeyde değerlendirilmiş olmasından kaynaklanmaktadır.
ALES sayısal verilerine baktığımızda da sınava giren adayların % 70′inin 70 barajını geçemediği görülmektedir. Sınavın mantık sorularından oluştuğu belirtilmekte fakat son yapılan sınavlarda mantık ve analitik düşünme becerisinden çok, açık bir biçimde matematik bilgisi ölçülmektedir. Oysa üniversitede branş eğitimi söz konusu olduğundan herkesten, az da olsa, matematik bilgisi istemek ve bunu zorunlu tutmak haksız rekabete ve adaylar arasında eşitsizliğe yol açmaktadır. Anadilimiz Türkçe olduğundan ve soruların çoğu paragrafa dayalı olup, o anda okuyup anlama üzerine şekillendiğinden, sayısal öğrencileri de sözel öğrencileri ile aynı oranda sözel sorusu çözebilirken, sözel öğrenciler sayısal öğrenciler kadar matematik sorusu çözememektedir. Sayısal soruları çözebilmek için formül, sayısal akıl yürütme gibi pratiklerin olması gerekir, fakat sözel soruları için genellikle bir formüle ihtiyaç yoktur. Sözel ve güzel sanatlar fakülteleri öğrencilerinin bu sınavın değişen yapısı ile daha çok mağdur edilmektedirler.
Bununla birlikte kişinin uzmanlık yaptığı alanda hakimiyetini hiçbir şekilde test etmeyen söz konusu bu sınavın, akademik kadrolar için başvurularda %60 ağırlıkla değerlendirilmesi ve bölümdeki hocaların inisiyatifinin %15′lere gerilemesinin, bilimsel kaliteyi yükseltme adına yapılıyor olması anlaşılır bir şey değildir; çünkü ALES, hiçbir şekilde kişinin alanındaki hakimiyetini test eden bir sınav değildir.
Bir akademisyen adayının bilimsel etkinliğini sürdürebilmesi için zaruri olan, hiç kuşkusuz, yabancı dildir. Ancak YÖK’ün akademik personel alımında yabancı dilden (KPDS ya da ÜDS) 50 puan istenip, ALES’ten en az 70 puan istenmesinin mantığını anlamak çok zor. Zira bir sözelci, yabancı dili ne kadar iyi olsa, alanında ne kadar hakim olsa ve ALES’ten 80 sözel sorunun tamamına yakınını doğru bile yapsa, sayısaldan 30-40 civarında matematik net yapmalı ki 70 puanı alabilsin ve akademik kadrolara başvurabilsin.
Sayısalcılar kendi rakipleriyle 70 üstü alıp mücadele ederken, sözelciler 70 almak için epey zorlanmakta, daha doğrusu akademik kadrolara bile başvuramamaktadırlar. Bunun için aşağıda çözüm yolları geliştirilebilir:
1. ALES baraj puanı -eski LES’in tekabül ettiği- 62-65′e çekilmeli/düşürülmelidir.
2.Sözelciler için ayrı taban puanları hesaplanmalıdır.
3.Sözelciler sayısal testten, sayısalcılar da sözel testten muaf tutulmalıdır.
4.Mantığını anlamakta bir hayli zorlandığımız bu sınav kaldırılıp, yerine adayların kendi alanlarıyla ilgili sorular sorulmalıdır.
Aşkları ve şevkleri yeterince kırılan sözelci genç akademisyen adaylarının artık yeterince ezildiğini, YÖK’ün gereken düzenlemeyi bir an evvel yaparak bu haksızlığa son vermesi gerektiğini düşünüyorum.

Resul TOSUN

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder