Gökkuşağının altından geçerken...

Gökkuşağının altından geçerken...

12 Ağustos 2010 Perşembe

BAŞKA DİLDE AŞK VE MÜZİK

BAŞKA DİLDE AŞK VE MÜZİK
13:24 08 Ağustos 2010

Ece Dorsay
ecedorsay@yahoo.com


Az evvel biraz geç de olsa Başka Dilde Aşk filmini izledim. Filmde Boğaziçi Üniversitesi’nden sınıf arkadaşım ve başarılı oyuncu Saadet Işıl Aksoy’un olması elbet filmi daha fazla merak etmemi sağladı. The Smiths gecesindeki performansımı en önden izleyip alkışlarıyla bana destek olmuştu. Filmin ismi de, mesajı da beklentilerimin üstündeydi. Bir yandan sisteme karşı durmaya çalışan, çağrı merkezindeki ağır çalışma koşullarına karşı iş arkadaşlarını örgütleyen bir kahraman, diğer yandan toplum tarafından dışlanan ve kabul görmeyen zor bir ilişkiyi yaşamayı göze alan tutkulu bir kadın.
Saadet’ten beklediğim performansı bu filmde gördüm: Yılların oyuncusu gibi işinin hakkını bu filmde de fazlasıyla verdi. Gurur duydum. Tevazusunu hep koruyan, sağduyulu ve zeki bir arkadaşımın da böyle bir filmi alıp götürmesini beklerdim zaten ve beni yanıltmadı.
Hem toplumsal bir mesajı olması hem de şairane bir aşkı anlatması itibariyle değerli bir yapım olduğunu düşünüyorum. Mor ve Ötesi’nin şarkısı da filmin sonuna epey yakıştı. Büyük Düşler albümünden seçilmesi çok uygundu. Saadet’e torpil geçerken filmin en büyük oyuncusunu es geçmek istemem. Mert Fırat’ın inanılmaz performansı alkışa değer. Rolüne öyle bir gerçeklik katmış ki izlerken rol yaptığını unutuyorsunuz. Lale Mansur’un da filme renk kattığı ve koruyucu, şüpheci anne karakterini güzel oynadığını eklemek gerek. Filmde rolüne yakışan ama üzerine yapışan komik karakteriyle aklıma hep Bir Kadın Bir Erkek skeçlerini getiren Emre Karayel ise filme biraz da espri katıyordu. Filmin en gizemli ve gelecek vaat eden karakteri Tuğrul Tülek’ti. Adeta bir İngiliz filminden fırlamış Oscar Wilde gibi bir hava estirdi. Melodram tadındaki bu film mesajlarıyla, asi ruhuyla, oyunculuklarıyla sıradanlığın ötesine geçmeyi başarmış. Böylesine güçlü bir tema, yanlış koordinatlarla ve parametrelerin uyuşmamasıyla heba olma riski taşıyordu ama neyse ki olmamış aksine vurucu bir hal almış.

ERİTEN SICAKLARDA ERİYEN GRUP
Bu feci sıcaklarda 38 derece ateşlenmeyi başardım ve bizi yarı yolda bırakıp üzen davulcuya da anlayışla bakmayı bildim. Plak şirketi kuracakmış. Kendisine kolaylıklar diliyoruz bu engebeli yolda. Müzik şirketi kurmak kağıt üzerinde hep hoş gelir kulağa. Uygulaması biraz zordur. Bakalım yakın gelecekte neler olacak. Bir grubu birarada tutmak solo sanatçı için zordur. Sizinle aynı düşünceleri savunan müzisyen bulmak zaten imkânsızdır neredeyse ama hiç olmazsa severek çalan müzisyenleri bulduğunuza şükredersiniz. Gerçi sevginin bittiği, çıkarların başladığı çizgiler de çok hassastır. Dilerim sevgiyle devam eden müzisyenler ve yoldaşlar olur çevremde her zaman. Bu cümlelerim sitem değil aksine bir temenni. Sitem kısmı sadece davulcumuzaydı. Ama seçimine saygım sonsuz. Zamanlama biraz kötü olsa da. Başka dilde bir müzikal ruhu paylaşmak isteyen herkese kapım açık. Buradan da duyurmuş olayım.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder