Gökkuşağının altından geçerken...

Gökkuşağının altından geçerken...

18 Nisan 2011 Pazartesi

Lady Gaga : Global Fahişe mi, Global Aktivist mi?

Lady Gaga : Global Fahişe mi, Global Aktivist mi?
27 Mart 2011 BirGun Gazetesi PAzar Eki

Lady Gaga, bizim semalarda şarkıları ilk yankılanmaya başladığı zaman pek dikkatimi çekmemiş bir isimdi. Farklı bir duruşu ve sesi olduğunu elbette sezmiştim ama müziği o kadar mamül kokuyordu ki, kulak kabartıp dinlemek içimden bile gelmedi. Popüler kültürün kuralı bu’dur, ilgisiz kalsanız bile, bir şarkıcıyı o kadar çok şişirirler ki, eninde sonunda merak eder ve kulak kabartıp bakarsınız. Video kliplerinin diğerleri gibi iç bayan müstehcenlikte olduğunu düşünürken aslında gökkuşağı dünyasına göz kırpan ve sıra dışı karakterleri oynatan, modaya önem veren bir pop star olduğunu anlamam uzun sürmedi.

Bir ödül törenine, vücuduna hayvan etleriyle sarılı halde çıkmasıysa, reklam için her şeyi yapacak bir sabun köpüğü bu kadın ve üstelik irrite edici dedirtti. Facebook’tan bu fotoğrafı paylaştığımda aldığım tepkiler, diğerlerinin de benimle aynı fikirde olduğunu gösteriyordu.


Daha sonra, eşcinsel haklarıyla ilgili bir mitingde yaptığı konuşmaya denk geldim. Obama’yı, verdiği sözleri tutmaya davet ediyordu. Epey özgüvenli ve ateşli bir inanca sahipti.

Bu konuşma, gerçekten dikkatimi çekti ve Lady Gaga’nın, tüm reklam kokan icraatlarına rağmen, star hanesine kocaman bir artı puan olarak yazdığım hareketi oldu. Elbette burada ilgilendiğim, Lady Gaga’nın amacı değil. Yine taraftar topluyor da olabilir ama hizmet ettiği amaç, uzun vadede LGBTT topluluğu ve insan hakları hareketi için çok faydalı. Kitlelerin ilgisini çekme gücünü, böyle bir hareket için kullanması faydalı.U2’dan Bono’da şişinip ününe ün katarak hepimizi bir nebze rahatsız etmeye başladı ama en azından gelecek için fidanlar ekiyor. Her zaman olumlu tarafı da görme taraftarıyım.Bir politikacı konuşsa, gençler üzerinde bu kadar etkili olamaz ama popüler bir sanatçı, bu konuşmasıyla önyargıları azaltabilir. Elbette, böyle bir konunun çözümlenmesi kolay değil ama hepsi önemli birer adım.

Hayırseverlik konusundaysa Wikipedia’nın yalancısıyım : “Müzik kayıtları dışında Lady Gaga birçok yardım kuruluşuna katkıda bulunmaktadır. 2010 Haiti depremi'nin ardından ortaya çıkan seferberlik sırasında Gaga, turnesi kapsamındaki 24 Ocak konserinin tüm gelirlerini Haiti'ye aktardı. Bağışlanan miktar $500.000'ın üzerindeydi. Sanatçı ayrıca genç kadınlara HIV/AIDS riskini anlatarak bilinci arttırma çabalarıyla da bilinmektedir. Cyndi Lauper ile beraber Gaga MAC AIDS Fund'ın VIVA Glam kampanyasıyla ortaklaşa $160 milyondan fazla parayı AIDS ve HIV ile savaşmak için bağışladı. VIVA Glam'in ruj ve dudak parlatıcılarından gelen tüm gelirler doğrudan hastalığı kapmış insanlar için ayrılmış fona aktarılmaktadır. Bir demecinde Gaga şunları söyledi: "Kadınların kendilerini koruyacak gücü kendilerinde bulmalarını ve güçlü olmalarını istiyoruz. Çantanızda bu aldığınız rujları saklayın. Erkeğiniz yatakta çıplak olarak sizi beklerken yatak odasına gidin ve rujunuzu sürün ve getirdiğiniz prezervatifi kullanın. İstisnası olmasın." Lady Gaga 2011 de Japonya'da derçekleşen 9.0 büyüklüğündeki depremden sonra Japonya'ya yardım için bir bilezik tasarlıyacağını söylemişti. Bilezik satışa sonulduktan sadece 2 gün sonra elde edilen gelir çeyrek milyon dolara ulaşmıştı.”

Vardığım sonuç ise : Zaten 2000’lerde global çaptaki popüler müzik, olabildiğince plastik ve yapmacık. Bir sürü işe yaramaz ve global atık diyebileceğimiz şarkıcı var. Hiç değilse Lady Gaga, biraz sınırları zorlayarak, örümcek ağı tutmuş muhafazakar kafaları cilalıyor, silkeliyor, sesini duyuruyor. Marjinalleştirilen hareketlere selam çakıyor ve dışlanan kitlelerin toplumdaki eşit haklarını hatırlatıyor. Britney Spears olacağına Lady Gaga gibiler olsun, yeğlerim. Ödül törenindeki et faciası elbette affedilmez bir kitsch (kiç) hareketti. Dediğim gibi, ben bu kadını orijinial bulmuyorum ve onaylamıyorum ama varolan popüler kültüre bir tazelik getirdiğini düşünüyorum. Özellikle, LGBTT hakları için yaptığı cesur konuşmadan sonra.


Ece Dorsay

ecedorsay@yahoo.com

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder