Gökkuşağının altından geçerken...

Gökkuşağının altından geçerken...

15 Mayıs 2011 Pazar

IKSV Caz Şöleni

IKSV Caz Şöleni

8 Mayıs 2011 Birgun Pazar Eki

1-19 Temmuz 2011 tarihleri arasında gerçekleştirilecek olan IKSV Caz Festivali’nde bu sene yok yok. O kadar heyecan verici isimler var ki, nereden başlasam anlatmaya bilemiyorum. Öncelikle benim kişisel favorim Raul Midon ve Richard Bona’nın beraber sahne alacağı konser. Raul Midon, Arif Mardin’in vefat etmeden önceki son keşfi. Stevie Wonder ruhu taşıyan, gözleri görmeyen, akustik gitarı vurmalı çalgı gibi de çalabilen ve vokaliyle saksafon solo atabilen tek kişilik bir orkestra Raul Midon. Tam da hayalimdeki sound. Ozan/şarkıcı duruşu da cabası. Richard Bona ise bas gitar virtüözlerinden. Bas gitarı masal gibi çalan, parmaklarıyla dokunan ve gitar gibi akorlar çalabilen müthiş bir yetenek.
İkisinin beraber performansı masal gibi olacağa benzer. Festivalin kitapçığından bize detaylı bilgiler verilmiş.
Festivalin en mühim isimlerinden biri, 19 Temmuz Salı, 21:00, Harbiye Cemil Topuzlu Açık Hava Tiyatrosu’nda sahne alacak olan Paul Simon. Festival kitapçığından alıntılarsak : Ozan şarkıcı geleneğinin öncülerinden ünlü Amerikalı folk sanatçısı Paul Simon ilk kez İstanbul’da! Simon & Garfunkel’in başyapıtları “Mrs. Robinson”, “Sound of Silence,” “Bridge Over Troubled Water”ın da bestecisi ve söz yazarı olan Paul Simon, “50 Ways to Leave Your Lover”, “You Can Call Me Al”, “Graceland”, “Obvious Child” ve “Late in the Evening” gibi klasikleşmiş şarkıları ve Still Crazy After All These Years gibi unutulmaz albümleriyle büyüleyici bir solo kariyere imza attı. Gelmiş geçmiş en büyük müzik efsanelerinden biri olarak kabul edilen sanatçı, Afrika’nın farklı vokal gelenekleriyle de müzikal penceresini genişleterek günümüzde yaygınlaşan Afrika kökenli birçok popüler akımın da fikir babası oldu. 2011 yılının ilkbaharında yayımlanan yeni solo albümü So Beautiful or So What ile Avrupa turnesine çıkan Simon, 2006 yılında Time dergisi tarafından “Dünyaya Yön Veren 100 kişi” listesine alınmıştı.
28 Temmuz Perşembe, 21:00, santralistanbul Kıyı Amfi’de sahne alacak olan Joss Stone için ise şöyle deniyor : İngiltere’den çıkmış en güçlü seslerden biri, Grammy ödüllü soul şarkıcısı ve şarkı yazarı Joss Stone, 2003 yılında The Soul Sessions albümünü yayımladığında yalnızca 17 yaşındaydı. O zamandan bu yana, çıkardığı dört albümle 11 milyon kopyayı aşan bir satış başarısı yakalayan Stone, “You Had Me” ve “Fell in Love With a Boy” gibi şarkılarıyla son yılların en iyi çıkış yapan şarkıcıları arasında sayılıyor. Stone’un aynı sahneyi paylaştığı sanatçılar arasında James Brown, Donna Summer, Tom Jones, Solomon Burke, Jeff Beck, Robbie Williams, Melissa Etheridge, Rod Stewart, Erykah Badu, John Mayer ve Blondie gibi büyük isimler bulunuyor. Sanatçı “geleceğin Aretha Franklin’i” olarak da anılıyor. Stone, tutkulu vokali ve doğal sahne performansıyla İstanbul’da iz bırakacak.
6 Temmuz Çarşamba, 21:00, santralistanbul Kıyı Amfi ‘de, caz standartlarını, melodik pop ve rock’la buluşturan Jamie Cullum İngiltere’nin en başarılı caz müzisyenlerinden biri olarak kabul ediliyor. Sekiz yaşından beri müzik yapan sanatçının, 22 yaşındayken bağımsız bir plak şirketinden çıkardığı Pointless Nostalgic adlı albümü görülmemiş bir başarı yakaladı. O dönemden bu yana bir Grammy, iki Golden Globe kazanan, birçok kez BRIT Ödülleri’ne aday gösterilen şarkıcı ve söz yazarı Cullum’un Pointless Nostalgic, Twentysomething, Catching Tales ve The Pursuit adlı albümlerinin dünya çapındaki satışı 5 milyonu aştı. Herbie Hancock’tan Christina Aguilera’ya birçok büyük isimle birlikte çalışan sanatçı, Bridget Jones’ Diary ve Clint Eastwood filmleri için bestelediği parçalarla da tanınıyor. Daha önce 12. İstanbul Caz Festivali’nin de konuğu olan ve büyük ilgi gören Cullum, özgün vokal tarzı, modern piyano tınıları ve sıcak caz anlayışıyla müzikseverlere keyifle izlenecek bir konser sunacak.
Yeni Ozanlar bölümünde, 14 Temmuz Perşembe, 21:30, İstanbul Modern’de İngiliz şarkıcı ve besteci Patrick Wolf, folk, pop ve elektronik müziği harmanladığı şarkılarıyla “Yeni Ozanlar” serisinin bu yılki konuğu. Daha on altı yaşındayken çıkardığı ilk albümü Lycanthropy ile eleştirmenlerin takdirini kazanan ve kendi hayran kitlesini oluşturan Wolf, sonraki yıllarda edineceği büyük başarının da sinyallerini veriyordu. Wolf o tarihten bu yana 2011 Temmuz çıkışlı Lupercalia da dâhil olmak üzere beş albüm yayımladı. Viyola, ukulele, piyano gibi birçok enstrümanı bir arada kullanan şarkıcı, sahnede müziğiyle olduğu kadar tükenmeyen enerjisi, ilginç kostümleri ve teatral performansıyla da dikkat çekiyor. Patrick Wolf, İstanbul’daki bu ilk konseriyle hayranlarının uzun süren bekleyişini sona erdirecek.
Tüm bu biyografik alıntı dolu bilgilerden sonra, favorilerim olarak Paul Simon, Joss Stone, Raul Midon ve Patrick Wolf konserlerini gösterebilirim. Ozanlar bölümü her zaman Caz festivalinin en heyecanlandığım bölümlerinden biri oldu. Rufus Wainwright ve Antony and The Johnsons gibi ozanlar da ülkemize gelmişti.Böyle ozanları ülkemizde daha fazla görmek istiyoruz.

Ece Dorsay
ecedorsay@yahoo.com

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder