Gökkuşağının altından geçerken...

Gökkuşağının altından geçerken...

15 Mayıs 2011 Pazar

Oscar Nasıl Wilde Oldu?

Oscar Nasıl Wilde Oldu?
24 Nisan 2011 BirGun Pazar Eki

Edebiyatçıların okulda öğrenemediğiniz Yaşamları yazıyor kapakta. Hemen aldım. Oscar Wilde’ın sivri sözleri ve zekası zaten ilgi alanımın orta yerindeydi. En çok da bir marjinal olarak, toplumda başına gelenler. Hepsinden önemlisi bu kitabın gelmiş geçmiş en büyük edebiyatçıların, okullarda bahsedilmeyen biyografi detaylarını içeriyor olması.Elliot Engel adlı Charles Dickens uzmanı bir akademisyenin kaleminden dökülenler diyebiliriz.

Wilde kelimesini Wild diye yazdığımızda vahşi anlamına gelir. Buradaki ironi de Oscar nasıl vahşi oldu sorusunu da eklemek. İkon haline gelen yazarların birçok gizemli yönü okullarda konuşulmaz, araştırma kitaplarına konu olmaz diyor kitabın arka kapağında.Anekdotlara dayanılarak, her yazarın yaşamından önemli kesitler sunulmuş. Yaşamlarının, yazılarını en çok etkileyen yönlerine değinilmiş.

William Shakespeare, Jane Austen, Edgar Allan Poe, Charles Dickens, Charlotte ve Emily Brontë, Emily Dickinson, Mark Twain, George Eliot, Thomas Hardy, Oscar Wilde, D. H. Lawrence, F. Scott Fitzgerald, Ernest Hemingway, Robert Frost, Geoffrey Chaucer, Robert Browning ve Elizabeth Browning, Sir Arthur Conan Doyle
Gibi Batı Edebiyatının en büyük isimleri dahil bu kitaba.

Edgar Allen Poe adlı Gotik şair ve yazarın, karanlık, tüyler ürpertici, gizemli, ölüm gerçeğini erken yaşta tanımış yaşantısı,Jane Austen’ın kadın duruşu ve bazı tabusal, toplumsal değerlere karşı çıkışı,Shakespeare’in insan ruhu ve karakteri üzerindeki en sofistike bakış açısını geliştirmiş olması gibi türlü bilgi okuyabiliriz.

Oscar Wilde, ki kitapta en ilgimi çeken yazar, kendisi bile dehasının en parlak göstergesinin yaşadığı hayat olduğuna inanıyordu.İrlanda’lı bir şair olan sıra dışı annesi ve göz/kulak cerrahı çok meşhur bir doktor babası vardı. Wilde, Viktorya döneminin ortasında doğdu. Ömrü boyunca nefret edeceği bir dönemdi bu ve herkesin gururla övündüğü Viktorya ahlakını alt üst etmeyi kendine görev bildi.
Çocukluğuna dair fazla bilgi olmasa da, 13 yaşında gittiği yaz kampından annesine yazdığı teşekkür notu ne denli sıra dışı bir çocuk olduğunun ilk işaretleridir :

Sevgili Anneciğim, gönderdiğiniz paket bugün geldi;şimdiye dek bu kadar hoş bir sürprizle hiç karşılaşmamıştım.Bana bunları göndermeniz nezaketten de öte bir davranış ama flanel gömleklerden hiçbiri benim değil,onlar Willie’nin.Anımsarsanız, benimkilerden biri kıpkırmızıdır,öteki de o muhteşem leylak rengindedir.Bu arada, Warren teyzeye limon yeşili kağıtlara yazılmış bir mektup gönderip mektupluk kağıdımızı nihayet seçebildiğimizi bildirdiniz mi? Sevgilerimle,Oscar.

13 yaşındaki mutlu bir kampçıdan alınabilecek bir mektup gibi durmuyor. Seçkin öğrencilerin okuduğu Dublin’ki Trinity Lisesi’nde okudu.Dorian Gray’in Portresi kitabıyla başarıya ulaştığında ismini pirinçten levha ile okula yazdırdılar ama daha sonra kendisine açılan dava yüzünden ismi silindi, ileriki yıllarda tekrar yazılmak üzere…

Beş parasız, arkadaşsız ve yalnız öldüğüne dair bilgiler de var. Bildiğini okuyan, muhalif ve sivri dilli bu adamın sözlerinin pek kimsenin işine gelmediğini kabul etmek gerek.Sanırım bildiğini okumak, her zaman daha çetrefilli yolların kapısını açıyor ama sanatçının izi de ancak böyle kalıcı olabiliyor. Koyun sürüsüne katılarak değil.

Ece Dorsay
ecedorsay@yahoo.com

1 yorum: