Gökkuşağının altından geçerken...

Gökkuşağının altından geçerken...

12 Aralık 2011 Pazartesi

Dünyamın Bütün Sabahları

Dünyamın Bütün Sabahları
11 Aralık 2011 BirGun Pazar Eki

Çayırlar, çimenler…Üzerine basıp geçtiğimiz otlar. Hayranlıkla baktığımız güneş ve gökyüzü… Her adımımızda bize gideceğimiz yeri gösteren levhalar yok. Tatlı bir esinti bazen şiddetli bir lodosa dönüşüyor. Kafamız bir dünya. Gerçeklik ve hayal arasında sallanan bir salıncak misali. Gerçekliğin hayallerimize yakın olduğu yer aslında en tatlı ama bir o kadar da adrenalin yüklü yer. Oradaki bekleyiş en ağırı. Sırat köprüsünden geçmiş ve kilometrelerce yol katedilmiştir kalpte. Biliyorsunuzdur aslında cevapların bir kısmını. Tek derdiniz cevabı almaktır. Acı da verse, yolunuza devam etmeniz için gereklidir bu cevap. Kimi zamansa, çok ferah uyanırsınız ve bilirsiniz ki beklediğiniz müthiş cevabı hayat verecek. Hayata güvenerek uyanmak ne kadar güzel ama ne kadar nadir yaşanan bir histir. Çoğunlukla telaş ve panikle uyanırım veya kafamda bin soruyla. Huzurla ve coşkuyla uyandığım sabahlar da olagelmiştir ama nadirdir. Sayıca azdır.
Bu aralar bolca gitar çalıyorum ve cover’lar yani yorumlar çalıyorum. Elimi pek sürmediğim ama dinlemeyi sevdiğim Türkçe rock ve pop şarkıları söylemek umduğumdan daha iyi sonuçlar verdi. Keyfim ikiye katlandı ve kendimi biraz daha bu topraklara ait hissettim.
Hem güncel grupların yani yaşıtlarımın, dillere dolanmış şarkılarını hem de büyük isimlerin eski şarkılarını odamda, 94 yılı diye kurşun kalemle içine imza attığım gitarımla çalmak taze bir nefes oldu bana. Bazen boğuluyorum evet. Şarkılar da kurtarmıyor bazen. Ece diye aratınca, Kum Saati CD’mi amazon.co.uk web sitesinde bulmak beni ayrı sevindirdi. Çok değerli böyle sürprizler. Ece DorsEy yazmışlar ama E harfi beni hiç rahatsız etmedi, bilakis eğlenceli bir değişim olmuş. Farklı bir sanatçı ismi almak gibi.

Gazino Show

Hakan Eren’in başarılı organizasyonu, Gazino Show, geçen Cuma akşamı (2 Aralık 2011) Bostancı Gösteri Merkezi’nde perde açtı ve benim gibi , gazino dünyasına uzak birine bile unutulmaz bir akşam yaşattı. Tüm ekip toplanıp cümbür cemaat gittik : Naim Dilmener, Ayhan Ersunan, Ertan Akar, Murad Çobanoğlu… Gelmem için ısrar eden dostlar sağolsun. Çok ama çok keyifli geçti. Biricik dostumuz; unutulmaz Cici Kızlar’ın yıldızı ve solo işlerine devam eden Bilgen Bengü sahneden selam verirken dünya tatlısıydı. Nur Yoldaş, Seçil Heper, Berkant, Seyyal Taner, Tülay Özer, Ersan Erdura, Ercan Turgut, Neşe Karaböcek gibi isimler bizi adeta bir zaman tüneline götürdüler. Çok klişe bir laf oldu ama öyle. Benim gibi, bu dünyalara nispeten uzak yetişmiş birinin dahi nasıl eğlendiğini görmeliydiniz. Nakaratlarda sesim kısıldı. Ekibi beklerken bir ara, kulise girmiştim. Orada yakın dostumuz Bilgen Bengü’ye sarıldım, eşiyle sohbet ettim, Erkan Özerman’la selamlaştım, geceyi görkemli sunumuyla şenlendiren sevgili Elhan Tok’u gördüm, tatlı bir heyecanı vardı. “Drag Show” gibi bir müzikal havası da yarattı, acayip kıyafetler ve kadın kıyafeti giymiş erkeklerin podyumda yürüyüşü. Dansöz de vardı ama Naim bey de dansöz sevmezmiş, ben de pek ilgilenmedim şovun dansöz kısmıyla doğrusu. Uzaylı kaldım o kısmına. Gerçi U2 grubunun bayıldığım ZOO TV turnesinin sahnesinde de dansöz çıkar ama o kısmı da hep ileri sararım izlerken. Pek sarmaz beni. En önden seyretmek de ayrı bir keyifti doğrusu. Bolca sohbet ve dedikodu da oldu tabii. Sanatçıların sahneden özellikle bizlere selam vermeleri de ayrı değerde bir güzellikti. Kısacası; Gazino gecesi, çocuklar gibi şendik! Düzenleyen ve ısrarla çağıranlara , buradan selam olsun.

Ece Dorsay
ecedorsay@yahoo.com

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder