Gökkuşağının altından geçerken...

Gökkuşağının altından geçerken...

12 Şubat 2012 Pazar

Cat Power Konseri

Cat Power Konseri
12 Şubat 2012 BirGun Pazar Eki

Dün gece, Garajistanbul adlı mekana, gerçek ismi Charlyn Marie Marshall olan Amerikalı ozan/şarkıcı Cat Power’ın konserine gittim bir dostumun davetiyle. Mekanın ismini hep duyuyorum ama uğramak pek fazla kısmet olmamıştı veya en son ne zaman bu mekana gittiğimi hatırlamıyorum. Bir konser salonu olarak düzenini beğenmedim. Çok uzun hangar gibi mekanda, sahneyi görmek çok zor ve bir kısım seyircinin önüne bir duvar geliyor. Tıpkı Şişli’deki eski Gazi sineması gibi. (Ya Gazi ya Site, birinden birinde kimi sıranın önüne denk gelen bir sütun vardı, deli olurduk izlerken) Tüm bunlar bir yana, şiddetli kar yağışı ve soğuk havaya rağmen delice bir kuyruk vardı ama biz basın girişinden kolayca girdik, şanslıydık. Sırada bekleyenlerin haline daha da üzüldüm çünkü konserin başlaması (evet, bilette 21:00 yazıyordu) 23:00’ı buldu. Ben önce gayri ihtiyari bir refleksle grubu suçladım beklerken ama sahneden grubun açıklaması, mekanın isteğinin bu yönde olduğuydu. Mekanın bu yaptığına, daha fazla içki satmak için insanları harap etmek derler, kısacası rezalet derler. Zaten kar altında saatlerce bilet kuyruğunda beklemiş olanlar , içerde de bir saat bekleyince sonunda işkenceye isyan edip grubu yuhalamaya başladılar. Aslında, mekan yüzünden grup da mağdur olmuş oldu. Epeyce dinleyici, henüz konser başlamamışken salonu terk etti. Haklılardı. Bir kısmıysa konserin ilk 15 dakikasına kaldılar. Ben ve dostum bile ilk yarıyı izleyebildik. Zaten dışarıda feci bir kar fırtınası vardı ve yollar fena vaziyetteydi, trafikten zar zor eve ulaşabildim.

Tüm aksiliklere rağmen Cat Power ve grubunun performansı gayet iyiydi ama mekan hangar gibi olduğu için epey uzaktan izledik hatta telefonumun şarjı bitince bara gidip sarj etmek zorunda kaldık, sahneyi görmek epey zordu. Aslında bardan sahne görünüyordu ama müziğin içine dalınamayacak kadar uzaktaydık. Country ballad’ları atmosferi de var şarkılarında, ve vokaldeki koyuluk, peslikler yer yer Suzanne Vega’yı andırıyor. Bu tür müzik ya evde ya da ufak bir mekanda çok daha keyifle dinleniyor ama barda otururken kendimi Amerikan filmlerinden birindeki barlardan birine uğramış, oradaki amatör bir grubu izliyor gibi de hissettim. Amatör derken, müziklerini eleştirmek değil amacım sadece bu tür gruplar, böyle bağımsız gezinti filmlerinin göstermeyi sevdiği uğrak bar mekanlarında , sahnede canlı performans verip ama arka planda çokça gösterilen müzisyenlerin atmosferini yarattı ruhumda.

Mekandan kaynaklandığını düşündüğümüz tüm aksiliklere rağmen, güzel bir konserdi.
Bu ismin yine de biraz Norah Jones gibi fazla abartıldığını düşünüyorum. Cat Power benzeri çok fazla müzisyen/ozan olduğuna eminim. Bir süre sonra müzikleri bana tek düze gelmeye başladı zaten. İlk yarıdan sonra epeyce sıkıldığımızı hissettik. Kişisel görüş diyebilirsiniz, sonuçta kaliteli şarkılar ama kendi içinde bir tekdüzeliği var. Şarkılar birbirine benziyor belki de.

Eve dönüşte, beklediğimden daha çabuk atlattım bu kar fırtınasını. Mahallemde, biraz gece yürüyüşü yapmak zorunda kaldım ama güzel oldu, kar tüm mahalleyi apaydınlık yapmıştı ve ağaçlar pasta gibi görünüyorlardı. Elimde bir meyve likörü veya sıcak şarap eksikti. Yine de epey üşüdüm ve telefonum ıslandı. İzlenmesi ve dinlenmesi gereken bir ismi , tüm bu saçmalıklara rağmen gidip izlediğime pişman değilim. Sound güzeldi, grup başarılıydı, ses sistemi bu tarz müziği taşıyacak kadar idare ediyordu. Aksilikleri bir kenara bırakırsak , müziğin daha büyülü olması için, mekanın daha ufak ve sıcak olması gerekiyordu sadece.

Ece Dorsay
ecedorsay@yahoo.com

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder