RICOCHET ve SAKARELLER
24 Şubat 2013 BirGün Pazar Eki
Peyote Müzik’ten çıkan albümler,
karakterleri itibariyle biraz geri planda kalabiliyorlar.
Metaforum şu : alternatif oldukları
için sesleri çok duyulmuyor. Günümüzde alternatif diye lanse edilen ama alakası
olmayanlara inat, çok farklı albümler çıkıyor Peyote müzik’ten.
Sorunları, biraz daha üzerinde
uğraşılsaydı dedirtenlerin çok olması….
Demo gibi tınlayan şarkılar
içerenler var : Ricochet’nin The Burning One albümünü beğendim. Gitar
sound’ları, aradaki vokaller ve hafif kirlenebilen yalın gitar akorları, grubun
bir arada çaldıklarında, canlı çalınırken hissedilen sahne enerjisini albüme
taşımış.
Yaklaşık on yıldır değişen kadro ve
isimler altında müzik yapan İstanbullu topluluk Ricochet‘nin “Burning One” adlı
ilk albümü Peyote Müzik bünyesinden çıkan albümler arasında. Kayıt ve mikslerin
Barkın Engin’e, mastering’in ise yine Replikas’tan Burak Tamer’e ait olduğu
albüm grubun uzun yıllardır birlikte yapmış olduğu müzik üretiminin, en çiğ
haliyle, davul, bas, gitar ve vokallerin güçlü bir birleşimi. 10 parçadan
oluşan albüm farklı dönemlerin akımlarından referanslar taşıyor.
Replikas gibi tecrübeli ve müzikal
anlamda başarılı bir grubun, kendi izinden giden veya farklı tattaki gruplara
böyle kol kanat germesi, güzel bir hareket. Psychedelic kelimesini çok fazla
kullanır oldu müzisyenler ama albümde grunge tonları hatta Pixies’in ruhunu da
sezdim.
Referanslar her zaman iyidir,
hiçbir müzik türü gökten zembille inmez. İlk klipleri Monkey’s Heart’ı ,
Portecho ve Mira’dan tanıdığımız değerli müzik adamı Tan Tunçağ çekmiş. Miray
Kurtuluş da klibin asistanlığını yapmış. Böyle dirsek temasları, çok değerli
benim gözümde.
Çoğu kimsenin birbirine dokunmadığı,
yardımlaşmanın sadece gövde gösterisi olduğu sözde “rock” müzik ortamlarında, daha iddiasız alternatif
akımlarda bu güzellikleri görmek sevindirici.
Grubu tanımak gerekirse :
Ricochet:
Çağrı Küçükay (vokal)
Erol Arman (gitar)
Hakan J. Dedeoğlu (gitar)
Onur Güven (bas)
Taylan Turan (davul)
Fugazi ve Sonic Youth gibi
gruplardan esinlenmelerine rağmen, buldukları hissiyat kendine özgü. Clean
gitarlar ve tekrar eden nakaratlar, insanı biraz hipnotize ediyor ve melodiler
akılda kalıyor. Albümün ingilizce olması, müziğin tarzına biçilmiş kaftan gibi
uymuş.
Kendilerini "21. yüzyılda oluşmuş bir nevi rok grubudur." şeklinde betimleyen Sakareller, lokal sahnenin bizim de takipte olduğumuz ve beğendiğimiz nev-i şahsına münhasır gruplarından. 2010 yılında, Peyote Müzik etiketiyle "Beş Dakika Daha" isimli ilk albümlerini yayınladılar.
Albümde en sevdiğim parçalar : Anı Hırsızı
, Beş Dakika Daha, Delinin Defteri. Ki daha fazla mesai ayrıldığında daha da
sevilecek bir albümle karşı karşıyayız. Vokaller bazen demo tadı verse de,
gitarlarda bulunan riff’ler, akor döngüleri, birbirini tamamlayan alternatif
akorlar çok başarılı. Bıkmadan usanmadan dinleniyor ve insanı tütsülerle dolu,
tuhaf bir odaya hapsediyor sanki. Ferahlama değil daralma albümü ama kötü
anlamda değil. Çok fazla aşina olmadığımız akorlar, riff’ler insanda farklı bir
etki bırakıyor.
Kısa tanıtımlarına bakmalı :
Sakareller, İstanbul'da konuşlanmış, bir
nevi rok grubu.
Şöyle: Başar Uğur ve Barış Fidaner liseden
beridir birlikte müzik yapıyorlardı. 2003'te Boğaziçi Üniversitesi müzik
kulübünün prova stüdyosu Taşoda'da Bahadır Maşa ve Uğur Güney gruba katıldı.
Sonrasında Tünel'deki ortak bir stüdyoya giren grup Sakareller isminde karar
kıldı. Boğaziçi'nde, Peyote'de ve muhtelif birkaç mekanda konserler verdi.
Başından beri kendi şarkıları üzerinde
çalışan grup, geçen zamanda bir albüm dolduracak kadar şarkı (ve katlarınca da
taslak) biriktirdi. 2009 sonbaharında kayıtları ve miksi yapılan albüm,
"Beş Dakika Daha" adı altında Mayıs 2010'da Peyote Müzik etiketiyle
yayınlandı.
Ağustos 2010'da Uğur'un Amerika'ya teorik
fizik doktorası yapmaya gitmesiyle birlikte gruba Emir Aksoy dahil oldu.
Albüm sonrası ilk kayıt niteliğinde olan Sandık, Karga'nın yayınladığı "Kompile Karga 2"nin
giriş şarkısı. Sandık'ın bir diğer özelliği; Uğur Güney'in yerine Sakareller
kadrosuna dahil olan Emir
Aksoy ilk kez bu kayıtta
vokali ve gitarıyla şarkıya katkıda bulunuş.
Peyote müzik etiketiyle çıkalı epey
olmuş ve biraz köşede kalmış bu albümleri tanıtmak gerektiğine inandım. Epey
ilginç albümler ve biraz olsun, klişe rock’dan bıkanlar için bir hazine. Batı
kökenli alternatif akımlara aşina olanlar ise daha eleştirel bir kulakla
dinleyeceklerdir bu albümleri.
Ece Dorsay
ecedorsay@yahoo.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder