29 Nisan 2012 BirGun Pazar eki
Geçen hafta Açık Radyo’da Dağınık Oda program konuğum, Ete
Kurttekin ve orkestrasıydı. Gerçekten sektörde deneyimli oldukları belliydi.
Ete’nin ilk albümü olmasına rağmen, piyasada uzun seneler bas gitarist ve
prodüktör olarak yer almış olması, kendisine ve gayet iyi anlaştığı grubuna bir
olgunluk ve büyük bir hazım kazandırmış. Müzikal geçmişi dolu dolu : 2011 yılında “Suyun Üstüne” albümü müzik marketlerde yerini
almadan evvel yaptıkları saymakla bitmez :
1985-1988 yılları arasında lise grubu Seth'in bas
gitaristliğini yapmış. Liseden mezun olmadan kısa süre önce bestesi "Longing" İlhan
İrem'in prodüktörlüğünü yaptığı "Winds of Change" isimli kompilasyonda yer almış. 1989-1995
yılları arasında Barone Steel'in üyesi olmuş. 1990-1994 arası zamanının en
başarılı gruplarından olan Mindvortex'te yer almış. 1995-1998 yılları arasında Haluk Levent'le çalışmış. 1999
yılına kadar Ankara'da Özge Fışkın, Gürbüz Barlas, Uğur Gülbaharlı ve Burak
Ersöz'le birlikte Fender Blenders'de çalmış. 2000 yılında İstanbul'a yerleşti.
Özlem Tekin'le çalışmaya başlamış. 2004 yılında Rock'n Coke festivalinde yine
Össan Deneç'le birlikte Özlem Tekin'in oldukça ses getiren "OZZ
Projesi"'ni gerçekleştirmiş. 2005 yılında Össan Deneç'le birlikte Özlem Tekin'in
"109876543210" albümünün yapımcılığını ve kısmi aranjörlüğünü
üstlenmiş. 2008 yılında Milliyet sponsorluğunda gerçekleşen Cannes Young Lions
kampanyasına yaptığı motivasyon şarkısıyla Kristal Elma ödülüne layık görülmüş.
2010 yılında Yavuz Turgul'un yazıp yönettiği, başrollerini Şener Şen ve Cem
Yılmaz'ın paylaştığı Av Mevsimi'nde "Benden Adam Olmaz" isimli
besteyi düzenlemiş, söylemiş ve filmde rol almış.
Ete Kurttekin'e canlı performanslarda, gitarlarda
Arda Albayraktar ve Soner Özsatır,
klavyelerde Uğur Gülbaharlı, bas gitarda
Uğur Öktem ve davulda Mehmet Demirdelen eşlik ediyor. Ete, grubuyla çok sağlam bir bağ kurmuş, adeta grup adı
altında çıkmışlar gibi bir hava esti stüdyoda. Orkestrası, yayın sırasında
camın arkasında durduğu halde (miksere gitarları bağladıkları için o tarafta
durmak istediler.) sanki yan yana
çalıyorlarmış gibi bir sinerji vardı. Zaten albümü dinlerken de bu hisse
kapıldım. Grubun dışında kalmış kimse yok gibiydi. Kısacası, bir proje gibi
durmuyorlardı. Albümü dinlerken, proje grubu olmadıkları, epeyce beraber
çaldıkları seziliyor ama en çok birebir karşılaştığınızda anlıyorsunuz bunu.
Birbirlerine saygıları büyük. Hiyerarşik bir durum hissetmedim. Ete’nin sadece
bas gitaristten ibaret kalmayacak kadar bir lider karizması var ama bas gitaristlere
mahsus tevazusu da yerinde. Çok dengeli bir frontman diyebilirim. Grupta en çok
bu anti hiyerarşik durum dikkatimi çekti. İkinci albümlerinin de haberini
aldım, az kalmış, bekliyoruz. Elbette, vokaller çok güçlü denemez ama müziğin gerektirdiği
kadar yerinde her şey. Zaten karşımızda vokal olarak iddialı duran biri yok,
tam da bu yüzden grup müziği gibi bir ruh hali ve sound öne çıkıyor.
Konuklarım arasında, en keyifli sohbeti gerçekleştirdiğim
kişi oldu Ete. Ayakları yere basan bir bakış açısı var ve tam bir proje adamı.
Sosyal sorumluluk projesi TİV için de yapmak istediklerini anlattı bana
heyecanla. Galiba bizim neslin ve daha büyüklerin, hazım sorunu nispeten daha
az. Müzik sektöründe, çiçeği burnunda ve tecrübesi az grupların bir kısmı, çok
büyük egolarla savaşmaktalar. Genel izlenimim bu yönde.
Ece Dorsay
ecedorsay@yahoo.com