Biraz Votka, biraz Keder…
25 Kasım 2012 BirGun Pazar Eki
Geçen gece değerli Sevin Okyay’ın kardeşi Sinan Okyay’ın
açtığı, Kuytu Bar adlı mekanda, Sevin Okyay’ın Korkutmadan Caz programını
dinlemeye gittim. Birbirinden keyifli parçalar seçti bizler için. Benim için
Nina Simone’dan iki parça (biri, My Baby Just Cares For Me idi ki bayılırım),
ve Esjborn Svennson Trio’dan Dodge The Dodo’yu çaldı. Özellikle o parçayı
istemiştim, vites değiştiriyoruz dedi ve Nina Simone’ların birkaç şarkı
ardından E.S.T.’ye geçti, ben coştum. Sakince oturan bir dinleyici görünümü
veriyordum ama çalınan şarkılardan keyif aldığımı gözlerime bakan anlardı.
Birkaç sigara yaktım evet, hiç bağımlısı değilim ama şarkılarla iyi gitti.
İstanbul’da konserlerden konser seçemiyoruz. Aynı gece, hem
bizden hem yabancı isimlerin konserleri çakışıyor, bir gecede en az 3-4 etkinlik arasında
kararsızlık yaşıyorum ki ben aslında çok fazla takip ettiğimi bile düşünmüyorum
konserleri. Çok önemsediklerime gidiyorum yalnızca… Üşenmediklerime bir de… Tüm
bunların yanında, özel geceler ve DJ partileri de oluyor, şehirde boş kalmak
mümkün değil istenirse… Etkinliği ve mekanı bol ama insan ilişkileri bir o
kadar sığlaşan şehrimde, çok da mana ifade etmiyor bazen tüm bu kargaşa…
Ocak ayında Dağınık Oda ve radyo maceram devam edecek
temennisiyle diyorum. Yeni yıla hayrola… Her Salı Clinic Live’a beklerim 21:30
gibi. (Ağa Camii sokağı)
Bu aralar Perihan Mağden’in Yıldız Yaralanması romanını
okuyorum. Çok tuhaf başladı, türkçe olarak problematik bir dil ama her zamanki
gibi konu vurucu... Bakış açısı sağlam bir roman, sürükleyici ama karakterler
donuk geldi, bütünleşemedim kişilerle , bu kasten yapılmış gibi aslında,
plastik dünyalara şahit olurken, tanıdık simalar da canlanmadı değil kafamda…
Kitabı bitirince daha sağlıklı yorum yapabileceğim…
Bu haftalık bu kadar…
Ece Dorsay
ecedorsay@yahoo.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder