Gökkuşağının altından geçerken...

Gökkuşağının altından geçerken...

11 Mart 2013 Pazartesi

3 Ocak 2013



3 OCAK 2013
 6 Ocak 2013 BirGün Pazar Eki

Bu yazıyı 4 Ocak sabahı yani abimin doğumgününde yazıyorum. Dün, yani 3 Ocak benim doğumgünümdü. Ne zaman ve nasıl 34 yaşıma bastım gerçekten bilmiyorum ama hayatımın en tatlı doğumgünlerinden biriydi. Senelerdir facebook’tan yüzlerce kutlama mesajı almaya alışmıştım ama daha da fazlası oldu bu sene. Twitter’dan da alıyordum hep ama o kadar değerli cümleler ve kıymetli insanlardan mesajlar, sms’ler geldi ki…. Hiç üşenmedim, keyifle herkesi tek tek cevapladım. Bu gece de dostlarla toplanıyoruz pasta kesiyoruz. En kıymet verdikleriniz kırabilir ya bazen, bu sene yine kutlamaya dahi çekinen o tek kişiye bile kırılmadım. Biliyorum ki kiminin sevgisi, buz dağının ardında saklı ve çekimser…

Kutlamayan kalmadı zaten. Tanıdığım herkes kutladı. Sorgulama bitmiyor ki… Acıyla tatlı bir arada… Nişantaşı sokaklarını ilk kez bu kadar ışıklı gördüm.Yılın son haftası gittim birkaç kere. Müthişti her şey… Tanımadığım kişilerle ahbap oldum, Oturduğum masadakiler İzmir’li çıktı, bana çay ikram ettiler, müzikle coşarken sohbet ettik, güldük. Bir daha göremeyecek olmak fenaydı, keşke Twitter filan deseydim. Taksiyle giderken, sürpriz şekilde, çok sevdiğim birini pencereden gördüm , aramızda santimetreler vardı sadece, beni görsün istemedim nedense, hüzünlü bitti sanki gün…

Sayılarla ilgilenmem pek ama gerçekten tuhaf bir his, 30’ların ortalarına gelmek, hem güzel hem sogulamaların arttığı bir dönem…. Güzel dostlar biriktirmeyi başarmışım son birkaç senede… Geçen sene kırıldığım şeylere daha fazla göz yaşı dökerdim, bu sene ise daha ferah göz yaşları döktüm : arınmak için, sevinçlerimi de katarak…

Üçüncü albüm hayallerim, kitap hayallerim ve daha bir dolu hayal… Hepsinin bu sene gerçek olması umuduyla. En azından büyük adımların atılması umuduyla. Radyoculuk da tutkum oldu, er ya da geç devam etmek istiyorum. Türkiye’deki alternatif sahne beni global sahneden daha fazla heyecanlandırıyor son birkaç senedir. Radyoda, onlarca albüm geldiğinde bunu anladım. Konuk bulamam sanarken, konuk seçmekte zorlandım. 2012 senesi Açık Radyo’ya konuklar alma keyfini yaşattı bana. En değerli kısımlarından biri bu idi gerçekten. Böyle cesur bir adım attığım için kendimle gurur duydum. Çok da ivme kazandı Dağınık Oda. Devamı mutlak surette gelecek.

3 seneyi geçti BirGün gazetesi maceram. Eylül 2009’da başlamıştım sanıyorum ki. Her Pazar, keyifle yazdım ve aynı keyifle devame diyorum. Bazen deneme türünde, bazen güncel müzik, bazen konserler, bazen günlük tadında, sizlerle düşüncelerimi ve bilgilerimi keyifle paylaştım. Dilerim bu sene her şey daha adil olur.

Sene sonunda, bir şey daha öğrendim : Pop şarkıcılarını bırakın, alternatif isimlerden bazıları dahi Twitter’dan takipçi satın alıyorlar. Bir ahbabım gösterdi ve şok oldum : sıfır tweet’li, sıfır takipçili, yabancı isimli ve aynı 5-6 kişiyi takip eden binlerce profil. Tamamen şaka gibi… Pop isimleri de bunu yapıyormuş ama alternatif isimlerin yapması çok komik. Trajikomik hem de. İsim vermek bana düşmez, Allahtan hepsi yapmıyor bunu ama yapanlar, dönüp aynaya baksınlar bence. Hiç mi korkmuyorlar rezil olmaktan?

Duyurularımı yapayım : Her Cuma / cumartesi Odakule’de Teras 6’da çalıyorum, saat 20:00’da. 9 Ocak Çarşamba 22:00’da Mask Live’dayım. Ardımdan, Kargo’dan ve solo albümünden iyi tanıdığımız Koray Candemir var. Müzik ve aşk dolu bir sene olsun.

Ece Dorsay

ecedorsay@yahoo.com






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder