Gökkuşağının altından geçerken...

Gökkuşağının altından geçerken...

20 Haziran 2011 Pazartesi

Mabel Matiz ile Arafta ve Birsen Tezer ile Çığlık Çığlığa

Mabel Matiz ile Arafta ve Birsen Tezer ile Çığlık Çığlığa
19 Haziran 2011 BirGun Pazar Eki

Mabel Matiz’in Alt’taki konseri, ilk albüm konseriydi. Daha evvel IKSV salon’da albüm öncesi bir konseri olmuştu ama ona gidememiştim. İlk albüm konserini kaçırmadım. Alt’ın ortamı sıcak ve samimiydi, metrekare olarak da fazla büyük olmadığı için Mabel’in müziğini daha yoğun yaşadık. Mabel, çok kendine özgü bir sanatçı. Mekana girmeden dışarıda beklerken kendisiyle tanışınca, bunu hemen anladık. Kum Saati adlı 2002 tarihli albümümün kasetini hala sakladığını ve bana imzalatmak istediğini söyledi. Çok duygulandım.Müziğin doğru kalplere ulaşıp, yeni yollar açtığı ve ilhamlar verdiği, köprüler kurduğu bir kez daha ispatlanmış oldu. Kum Saati gibi Arafta beklemekteyim dedim ona. Şarkılarımızın sözlerini birleştirerek. Arafta, Öteki, Zaman,Söylese o ben söyleyemem, hepsi çarptı, her bir şarkı tebessümle karışık acılara liman oldular… Peruk gibi Hüzünlü adlı şarkıyı, Aysel Gürel’e adadı. Çok manalı bir hareketti. (Şarkı zaten A. Gürel’e yazılmış bir Yalçın Tosun şiiri) Aşkın büyülü kentinde yaşayan biz Don Kişot’lara ve romantik/deli ruhlarımıza merhem oldu.

Mori’nin Meyhanesi’ni çalarken, hepimiz Akdeniz’li yönümüze dönüş yapıp hayatın keyfine vardık ve dansetmeye başladık. Benim dansıma pogo desek uygun olur. İçkiden değil müzikten sarhoş olmuştum. Bob Dylan ile benzetme yapmak manasız. Mabel’in ilk albümü bu coğrafyanın izlerini ve dertlerini taşıyor. Ses rengi, nakaratlarda çok büyüleyici değil ama zaten öyle olmasına gerek de yok çünkü onunki bir haykırış. Cem Adrian’a benzetildiğini duydum, belki biraz, ama Mabel’in şarkı sözleri gerçekten derin iz bırakan cinsten. Öteki’yi dinlerken hepimiz yandık, vurulduk, düzene öfkemizi kustuk. Birhan Keskin şiirinden sözleri olan Zaman’da, bizleri kurtarmak istedim, dar koridorları aşıp boğulmak üzere olan sevgiliye kavuşmak ve acılarımızı dağlamak istedim.İmkansız gözükeni imkanlı yapabileceğimden emin olarak.

Hayal Bistro’da Birsen Tezer’i ilk defa canlı izledim. Aslında geçen haftaki yazımda da belirttiğim gibi, Ada Müzik 25. yıl konserinde Açıkhava’da Çığlık Çığlığa adlı şarkıyı seslendirirken büyülenmiştim kendisinden. Gerçekten yılların deneyimi ve sahne hakimiyeti, olgunluğu, müzikal birikimi hemen kendini belli ediyordu.

Hayal Bistro’nun konser ortamı güzeldi. Biraz İzmir Bios barı andıran geniş bir mekan ve sahnesi yüksek. Birsen Tezer’in orkestrası, nispeten genç denebilecek ama enstrümanda caz hakimiyeti yüksek bir orkestra. Klasik gitar (naylon tel), caz kasa solo gitar, vurmalı çalgı ve bas gitar Birsen’e eşlik ediyor. Konserin en güzel yanı ise Birsen’in kanun çalarak şarkı söylemesi oldu. Ortaçgil yorumlarken, hep beraber değirmenlere karşı haykırdık.

Bu şarkı üzerine başka şarkı söylemem diyerek konseri Çığlık Çığlığa ile kapatması, çok doğru bir finaldi. Ortaçgil’in şarkılarını kendi şarkıları gibi öznel yorumluyordu sahnede de.
Sözü ve bestesi kendisine ait olan “Çal Kapımı” adlı şarkısını da keyifle dinledim. Sus Pus’u dinlerken gözlerimizi kapattık. Seher Vakti’nde nedense aynı anda vuku bulan ay tutulmasını düşündüm. Çok keyifli bir seyircisi vardı. Herkes hep bir ağızdan eşlik etti.Büyüleyici bir atmosferdi. Son şarkıda zaten sahnenin dibindeki monitörün oraya çöktüm ve kopup gittim.
Birsen, konser boyunca rahat, güleryüzlü ve seyirciyle içten bir şekilde iletişim halindeydi.
Konser sonrasında, sevgili Kadri Karahan sayesinde kendisiyle tanışmak gecenin hediyesi oldu benim için. Bir sanatçının diğerine verebileceği en rahatlatıcı tavsiyeyi verdi : Böyle kal dedi. Herkesin herkesi değiştirmeye, dönüştürmeye çalıştığı, birbirini yargıladığı bu ortamda Birsen’in bu samimi, candan, sakin ışığı bana iyi geldi.
Müzikal ruh kardeşlerini bulunca seviniyor, ferahlıyor insan. Tarzlar, tavırlar birebir aynı olmasa da (ki olmamalı zaten) değirmenlere karşı duran tüm sanatçılar ruh kardeşimdir.
Ece Dorsay
ecedorsay@yahoo.com

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder