Gökkuşağının altından geçerken...

Gökkuşağının altından geçerken...

1 Aralık 2011 Perşembe

FREDDIE MERCURY : Müthiş bir Rock Yıldızı

FREDDIE MERCURY : Müthiş bir Rock Yıldızı
27 Kasım 2011 BirGun Pazar Eki

24 Kasım, Freddie Mercury’nin ölüm yıldönümü. Gerçekten büyük bir sesti ve sahne şovu da muazzamdı. Sanatçı kişiliğiyle gerçekten mühim bir iz bıraktı. 17 yaşına kadar Hindistan’da yaşamış 4 oktav sesli şarkıcı ve besteci, ufak yaşta piyano çalmayı öğreniyor ve nota bilgisi az olmasına rağmen Bohemian Rhapsody gibi sofistike besteler yapıyor. Grup elemanlarının katkılarına da çok açık bir grup lideri. Beri yandan “Crazy little thing called love” (Aşk denilen çılgın şey) şarkısını az çalabildiği gitarla 3 akor ile besteliyor.
Guns N Roses, Bon Jovi, U2, Queen gibi gruplar büyük stadyum gruplarıydı artık günümüzde böyle dev gruplar yok. Star’lık kurumu da kalmadı, büyük gruplar ve onların karizmatik liderleri/solistleri de kalmadı. Zaten Queen dışında hala varolan, bu saydığım gruplar ise epey bozuldu, eski inandırıcılıklarından eser kalmadı. Fazlaca şirketleştiler. Örneğin U2, Facebook ve Apple gibi şirketlerle dansetmeye başladı. Radiohead solisti Thom Yorke gibiler ise anti-star duruşlarıyla dikkat çektiler. Coldplay solisti Chris Martin, zaten sizlerden biriyim imajını gözümüze soktu. aslında genelde, vokalin, tavrın, duruşun, farklılığın sınırlarını zorlayan az sanatçı var veya sadece böylelerine sanatçı demek lazım. Freddie, şüphesiz gerçek bir sanatçı ve yıldızdı. AIDS yüzünden kendisini kaybettik ve bir şekilde bu hastalığa dikkatleri çekip daha fazla insanın duyarlı davranmasına sebep oldu.
Rock ve pop yıldızlarının isim değiştirerek, daha başarılı olması da hep ilginç gelmiştir. Örneğin Freddie Mercury’nin gerçek ismi Farrokh Bulsara’dır ve ismini tamamen değiştirmişti. Bono’nun gerçek ismi Paul Hewson, Elvis Costello’nun da ismi gerçek ismi değil…Say say bitmez…Bizde de böyle örnekler çok : Nev (Nevzat Doğansoy), Yalın (Hüseyin Yalın), Mabel Matiz (Fatih Karaca) gibi… Kimi sanatçı için bu isim değişikliği elzem olabilir çünkü kendi isimleri pek matah tınlamıyor olabilir ama ben herşeye rağmen, bir insanın kendi isminden kaçmaması gerektiğine inanırım her zaman.Dünya çapındaki isimlerde biraz daha anlıyorum çünkü global sektörde, kötü bir isim tahammülsüz bir tepki alabilir ama ülkemizde isim değiştirmek bana çok da gerekli gelmiyor, çok berbat bir ismin olmadıktan sonra. Bu benim kişisel görüşüm. Belki ben de Ece veya başka soyadıyla çıksaydım, tüm o saçma önyargılardan da kurtulurdum. Hatta daha komiği; yabancı bir isimle çıksaydım mesela : Valerie gibi filan, kırmızı halı bile görebilirdim. (buraya bir gülme işareti lütfen)
Freddie Mercury’den nerelere geldik. Geçen hafta Jeff Buckley’in doğumgününe özel program yaptım Açık Radyo’da. Cumartesi’leri saat 18:00’da devam ediyorum programa. Dağınık Oda ismi….Bana ve alternatif sevenlere bir merhem oluyor. Bu haftalar, çok değerli çınarlarımızı kaybettik. Ömer Lütfi Akad gibi müthiş bir yönetmen aramızdan ayrıldı. Aile dostumuzdu. Bir efsaneydi. Bir çok harikulade filmin yanı sıra, Vesikalı Yarim gibi müthiş bir aşk filmine de imza atmıştı. Hemen üstüne, kalbi her daim bin parça eden bu filmin şarkılarını söyleyen Şükran Ay’ı da kaybettik. Çoğunluk tarafından yalnızca Savaş Ay’ın annesi olarak tanınması da, böylesine değerli ve önemli bir sanatçı için hüzünlü olsa gerek… Sesinden bihaber epey insan varmış. “Kalbimi Kıra Kıra” da filmin iz bırakan şarkısı…
Sinema sanatına hayranım ama hayatın kendisine daha düşkünüm ben. Hayatın kendisi, daha öğretici, şaşırtıcı, ufuk açıcı ama tabii daha zor. Gerçi şarkılar olmasa, daha çekilmez olurdu hayat o yüzden en tepeye şarkıları koyuyorum galiba… Dinlemek ve bestelemek; beni ben yapan şeyler…
Ece Dorsay
ecedorsay@yahoo.com

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder