BİZ, geçen haftaki Açık radyo konuğum; huzur veren naif alternatif rock
15 Nisan 2012 BirGun Pazar Eki
Geçen hafta radyoya konuk olarak Biz grubu aldım. WePlay’den taze çıkmış albümlerini ilk dinlediğimde çok çarpılmamıştım. Albümü ikinci hatta üçüncü ke dinlediğimde durum değişti. Hatta vokalleri önce hafif detone buldumsa da, radyodaki canlı performanslarındaki samimiyet ve şiirsellik beni etkiledi. Aslında memlekette Coldplay, Pixies tatlarında müzik yapan gruplara bir açlığım vardı. Duruşu maço rock’çı olmayan pek grup yoktu nerdeyse. Rock’un klişelerinden kendini kurtaramayan ve memlekete uyum sağlamak için samimiyetsiz sentezler yapan gruptan bol bir şey yok. Biz grubunun hali, tavrı gerçekten naif ve içten.
Bugüne kadar üç rock grubu konuk aldım ve en keyif aldığım program Biz grubuyla olan program oldu. Kişilik olarak da ilginç insanlar ve belki kafalarımız da uyuştu bir derece.
Yaydıkları elektrik samimi geldi. Mehmet’in “ben liderim, ben öfkeliyim” gibi artık insanı bezdiren bir rock solisti elektriği yok. Tam tersine, usta müzisyen Martin Gore veya Erasure’dan Vincent Clarke gibi sakin, kendiyle barışık, naif, pozitif bir elektriği var.
Basın bültenleri de, büyük iddialarla yazılmamış, insanı rahatsız edici değil, aksine gayet sade ve içten bir bülten, kısa bir biyografi diyebiliriz hatta :
Temelini 2000’li yılların başında atan ve Mehmet Güren’in yaptığı besteler üzerinden hareketlenen Biz, 2008 yılında Mehmet Güren (gitar/vokal), Ahmet Acar(bas), Can Lüleci(klavye) Osman Konuray (davul) ’lık kadroyla kurulmuş bulundu. Bilumum eleman değişikliklerinden sonra grup, Mehmet Güren (gitar/vokal) Damla Pehlevan (klavye/geri vokaller) ve Osman Konuray (davul) dan oluşan son haline ulaşmayı başardı.
Es geçilmesin, gruba başından beri Mihael Nahmias (saksafon) ve taze olarak da Ecenur Güder (bas gitar) eşlik etmekteler. Kendileri iyi insanlar.
Bas gitarda Alp Okçu’nun katılımıyla Rock’n Dark 2010 yarışmasında yüzlerce grup arasından ilk 3′e kalan “biz”, aynı yıl Dream Tv’in Yuxexes Ar-Ge programına davet edilerek daha geniş kitlelere ulaşmayı başardı (Dream Tv’de de Alp Okçu vardı yanlışlık olmasın).
Devamındaki süreçte Emre Nişancı prodüktörlüğünde sürdürülen albümün kayıtları 2011’in son aylarında nihai haline ulaştı. Albümün Şubat 2012′de çıkması hepimizin temennisi. Albümde trompette Melis Şeşen, trombonda Cihan Mutlu ve suzafonda Ertan Şahin eşlikleriyle biz’i yalnız bırakmadılar.
Buddha, Peyote, Dogzstar gibi mekanların yanı sıra İstanbul ve Ankara’da lise/üniversite festivallerinde boy gösteren biz, bir yandan da çeşitli ev ve sergi mekanlarında akustik performanslar sergilemeyi sürdürüyor. Akla kazınmayı seven sözleri, coşkulu ve duygusal tınlayan melodileriyle, klavye ve üflemelilerle sıkça beslenen grubun müziğini illaki bir türe sokuşturmak istersek, modern indie rock diye bir ara yol bulalım, olsun bitsin.
Pixies’den Where is My Mind’ın iznini alabilmeleri, Frank Black’ın onayıyla olmuş ve bu gerçekten heyecan verici dedim kendilerine. Şarkıyı Türkçeye çevirmişler : Aklım Nerede olmuş ismi. Aslında biraz daha özgünleşebilirler zamanla, sound ve melodi olarak. Ben bu tarz müziğin, memlekette özlemini duyduğum için, bana taze bir nefes gibi geldi. Hepimiz Birimiz, albümün lokomotif şarkılarından. Bal Gibi ve Geri Kalamayız da naif ama direkt sözleriyle, akılda kalıcı melodisiyle oldukça güzel hisler uyandırdı. Sadece akustik gitar ve klavyeli radyo performansları ise, beni albümden daha fazla mutlu etti. Belki de bu tarz müziğin, akustik gitarın öne çıkmış haliyle servis edilmesi, ruh(um)a daha fazla hitap ediyor.
Sonuç olarak, Türkiye’deki rock sahnesine iyi ki geldiler, hoş geldiler, rock gruplarındaki klişelerden bıkanlara taze bir nefes aldırdılar.
Ece Dorsay
ecedorsay@yahoo.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder