Gökkuşağının altından geçerken...

Gökkuşağının altından geçerken...

1 Mart 2012 Perşembe

Gazino’dan İnsan Olmak Yasak Ve Marilyn ile Bir Hafta

Gazino’dan İnsan Olmak Yasak Ve Marilyn ile Bir Hafta
26 Şubat 2012 BirGun Pazar Eki


Açık Radyo’daki Dağınık Oda adlı programıma (her Cumartesi
18:00’da,canlı yayın) ilk kez bir rock grubumuzu konuk aldım. Çiçeği burnunda,
Gazino adını seçmiş, gayet aklı başında ve realist arkadaslardan oluşuyor. Dünyaya biraz karanlık bakıyorlar ki bu da gayet realist bir yaklaşım. İnsanOlmak Yasak adlı albümleri, bir sürpriz gibi elime ulaştı ve kendime dedim ki; neden programıma konuk almaya başlamıyorum. Plak şirketinden de arayıp, CD’nin ulaşıp ulaşmadığını sordukları zaman, tamam dedim kendime, yeni gruplara ve iyi müzisyenlere destek vermek , onları yakından tanımak gayet heyecan verici
olacak. Ne de olsa dert ortağım sayılırlar. Bu ülkede, biraz farklı şeyler yapmak hep zor. Elbette kadın olmanın ve alternatif bir sese sahip olmanın zorluklarından burada bahsetmiyorum bile, o ayrı konu.

Gazino grubu,piyasaya güzel bir rock albümü armağan etti: ´İnsan Olmak Yasak´.Sözler ve bestelerin Barış Erdem’e ait olduğu, düzenlemelere ise Erdem´le Cem Akkartal´ın imza attığı albüm, sert ve direk sözleri, özenle yazılmış müzikleri ve iyi çalmalarıyla dikkat çekiyor. Gazino, 2007’de rock yapmak amacıyla Barış Erdem (vokal, gitar) ve Cem Akkartal (gitar) tarafından kuruldu. Bu ikili Galatasaray Lisesi’nde eğitim görürken 2000’de birlikte çalmaya başlamış, çalışmaları Galatasaray Üniversitesi’nde devam ettirmişti. Gazino kültürünü anımsatmak, gündeme getirmek amacıyla bu ismi seçmişlerdi. Gruba daha sonra Çağrı Döner ile Ümithan Şardağ katıldı. 2011’dealbüm çalışmalarına girmeden ikili olarak kalan Erdem ile Akkartal davula Semhan Aydın’ı alıp kayıtlara girişti. Aydın albüm sonrası ekipten ayrıldı.

Albümde ismini ve sözlerini en sevdiğim şarkılar : Vampir Töre, Kafam Güzel, Yapay Cennetler, Sahte Peygamber, Dekolte. Bazı şarkıları, akustik olarak dinlemek çok daha fazla keyif verdi bana. Her şeyin yasaklanmasından dolayı duydukları rahatsızlığı dile getirebilmek için albüm kapaklarında adeta bir “yabancı”, başka gezegenden gelmiş yaratıklar veya benim deyimimle ilkel bir kabile gibi poz vermişler. İlk başta illüstrasyon düşünmüşler ama daha sonra bu kapak içlerine sinmiş. Barış ve Cem’in çocukluk yıllarına dayanan bir dostlukları olması, onları ayrıca birbirine kenetliyor. Rock gruplarında böylesi, büyük bir şans. Yeni tanışan müzisyenlerin çok da kenetlenemediği bir devirdeyiz. Ya kardeş ya da çocukluk arkadaşı olmak bir avantaj. Hiç cover döneminden geçmemeleri bana avantaj gibi geldi. Biliyorum ki bar grupları bir süre sonra tükeniyor ve otomatiğe bağlayabiliyorlar. Gazino ise direkt besteye vermiş kendilerini. Çıktıkları televizyon programı Disko Kralı’nda ne şanssızlıktır ki kendi bestelerinden çalma fırsatı bulamamışlar. Üstelik cover yolundan geçmemiş bir gruba, haksızlık edilmiş dersek abartmış olmayız. Albümlerinin devamını, grubu bozmadan, kişisel olarak bozulmadan ve bu inatçı tavırlarını sürdürdükleri haliyle bekliyoruz. Bana zaten öyle olacak gibi geliyor çünkü altyapıları ve eğitimleri de sağlam. Bilinçli arkadaşlar.

Marilyn ile Bir Hafta filmini gördüm. Aslında Marilyn rolündeki aktrisi (Michelle Williams) özellikle gençlik dizilerinden tanıyorum. Kendisini pek sevmem, yeterince etkileyici ve güçlü bulmam nitekim role de uymamıştı. Film boyunca çok donuk ve ruhsuz, aptal bakışlıydı. Marilyn Monroe’nun pırıltısına benzer bir pırıltı hiç göremedim. Sadece beyaz tenli ve açık sarı saçları ve bebek yüzü var diye mi seçmişler bilmiyorum ama role hiç yakışmadığını düşünüyorum. Birçok dostum da benimle aynı fikirde. Diğer tüm oyuncular ise olağanüstüydü. "1956 yılının yazında, 23 yaşında genç bir delikanlı olan Colin Clark, Oxford da okuduğu bölümü terk ederek, sinema sektörüne girer ve kendisini o sırada çekimlerine başlanan The Prince and the Showgirl adlı filmin setinde, en alt kademedeki asistanlardan biri olarak bulur." Michelle Williams’a rağmen, Marilyn’in hayatından kısa bir kesit olarak, izlenebilir bir film. Etkileyici bir kısa öykü gibi…

Ece Dorsay
ecedorsay@yahoo.com

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder