Boş Sayfaya Bakıyorum
21 Ekim 2012 BirGün Pazar Eki
Boş sayfaya bakıyorum, bu sefer yazacak belli bir konum yok,
belki de olmamalı bazen.
Serbest yazılarıma dönmeliyim arada sırada… Altın Portakal
dedikodularını, geçen hafta aktardım. Eylül ayı boyunca gittiğim konserleri
yazdım… Radyo programıma konuk aldıklarımı yazdım. Radyoculuk, en büyük
tutkularımdan biri haline geldi. Müzisyenlik bir yana, radyoculuk da bir o
kadar önem kazandı hayatımda. Beri yandan, sürekli yazma isteğim sürüyor, arada
dizeler çıkıyor. Kafam dizeler, sözler dolanıyor. Metaforların içinde şifa
arıyorum. 3 Kasım 2012 tarihinde Yitik Ülke Yayınları’ndan Tuhaf Alışkanlıklar
Kitabı çıkıyor. Ben de yer aldım bu kitapta. Tuhaf bir alışkanlığımı ya da
tuhaf bir yeteneğimi anlattım ki bilen biliyor ama nasıl başladı, nasıl oldu,
gayet detaylı.
Bir aksilik olmazsa, 6 Kasım’dan itibaren Clinic Live’da
çalmaya başlıyorum her Salı. Genelde DJ’lik yapacağım konsept geceler olacak : Pj Harvey gecesi, The Cure gecesi gibi… Ayda
bir kereye mahsus olmak üzere de konser vereceğim aynı mekanda. Güzel bir
terası ve güzel bir sahnesi var. Başarılı bir mekan. Bir çok rock ve alternatif
isme ev sahipliği yaptılar.
Altın Portakal’da kapanış partisi DJ’liğim, ilk sahne
DJ’liğim oldu. Radyo DJ’liği dışında. Bu sürpriz teklif ile, daha önce hayalimde
olan bir şeyi deneyimledim ve müthiş geçti. Partidekilerin dansları görülmeye
değerdi. En çok da The Strokes’dan Last Night’da dansettiler.
Yelkencilik denince, bir haftalık eğitimle uzun süreli bir
denize açılma süreci hayal ederken, bir arkadaşım Marmaris dedi, sonra
Bozburun’da yelken kulübü olan çiçeği burnunda aktör Edhem Dirvanar ile
tanıştım, Bozburun’a eğitime davet etti. Bakalım, buradaki kaostan fırsat bulup
gidebilecek miyim. Eğer gidersem, burada da bahsederim büyük ihtimal çünkü
yelken kuralları, hayata dair dersler de çıkarıyor, şaka değil gerçek. Edhem’i
tanımam müzisyen Ayhan Sicimoğlu sayesinde oldu. Aniden Ayhan bey, ile tanıştırıldığım
anda, yelkenden bahsediyorduk ve beni Edhem ile tanıştırıverdi. Yelken sevgisi
ve heyecanı gözlerinden okunuyordu Edhem’in. Ben henüz radyo ve müzik kadar
tepeye koyamadım yelkeni ruhumda ama büyük bir özlemim var denizlere açılmaya.
Bunu arada sırada yapmak gerek en azından.
Bugün gerçekten içimden dökülenleri yazdım. Biraz günlük,
biraz paylaşım tadında.
Perşembe günkü Orhan Gencebay ile bir Ömür gecesinden pek
bahsetmedim. Kitsch bir geceydi. Tüm pop’çular playback yaptı, rock’çılardan
Duman’ı dinleyebildik sonra çıktık. Duman’ı severim ama son zamanlarda Kaan’ın
vokali dinlenemez bir hal aldı, Gönül yorumu, boğulmak üzere olan bir adamın
son haykırışları gibi.
Son haykırışlar demişken : Haykırışlar, özgürlük için olsun,
boğulmamak adına olsun diyerek selam ediyorum vefalı okuyucularıma…
Ece Dorsay
ecedorsay@yahoo.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder