Gökkuşağının altından geçerken...

Gökkuşağının altından geçerken...

9 Nisan 2020 Perşembe

Bir Şans Daha : İyi Mesaj Çabasında, Klişe Dolu Bir Romantik Komedi


Bir Şans Daha : İyi Mesaj Çabasında, Klişe Dolu Bir Romantik Komedi

Yılın bu döneminde Noel dekorlu aşk filmleri çoğalır. Ben Noel dekoruna sığınan filmleri ve romantik komedi türünü seven biriyim. Lakin bu türden defalarca işlenmiş bir temada, klişelerden kaçmak büyük ustalık ve zeka ister. Klişelere saplanıp hayal kırıklığı yaşatan film sayısı fazla olur. Bu filmde şahane George Michael şarkıları, evsizlerin türlü çeşitli dans provaları, yılbaşı süsleri dolu dükkan içimi sevgiyle ısıtsa da, yardımlaşmanın önemine ve ayrımcılığın kötü olduğuna yapılan vurgular bile iyi bir film diyebilmeme yeterli olmadı.
Filmin kahramanı Kate’in (Emilia Clarke) tıpkı Bridget Jones’un günlüğü filminden fırlamış gibi sürekli sarhoş ve sakar oluşu, kaldığı her evden sakarlığı sebebiyle atılması klişelerin başlangıcıydı. Ailesiyle sürekli kavga ettiği için evinden kaçmış, kendini arayan 20’lerinde bir genç kızın hikayesi bu. Elf kıyafetiyle Noel süsleri dükkanında çalışırken görüyoruz kendisini. Uzakdoğulu patronu, dükkanın sahibi tatlı sert ama iyi kalpli bir kadın. Patronunun, dükkana girer girmez aşık olduğu adamla bakışmaları ne kadar yapaysa,  filmin kahramanı Kate’in (Emilia Clarke) aniden çok centilmen ve inanılmaz kibar bir gençle (Henry Golding) tanışmaları ve gencin ona ilgisini belli ediş biçimi o kadar yapay. Zaten bu kadar kusursuz görünen bir durumda, filmin sonunda olabilecekleri tahmin edebiliyor bir kısmımız.
Filmin sonunda sürpriz görünen öğeler de, romantik komedi türünün klişelerinin kurbanı oluyor. Filmde en kayda değer kısımlar, Kate’in gerçek ismi Katarina’dan utanıyor oluşu ama film aktıkça, Yugoslav kökeniyle barışması ve otobüste ayrımcılığa uğrayan Yugoslav çift ile hemen dostluk kurması. İyi geçinemediği ablasının lezbiyen ilişkisini ailesine kabul ettirmesi gibi yan temalar, beni filmin ana temasından daha çok ilgilendirdi. Keşke yönetmen, böyle zengin içerikli durumları, klişelerin altına gömmeseydi.
George Michael ‘ın henüz hayattayken bu film projesinde müziklerinin kullanılması için senarist Emma Thompson’a izin verdiği söyleniyor. Benim en taktığım mesele, George Michael gibi cesur ve derin bir sanatçının şarkılarından oluşan ve çocukluk hayallerimizi bizim nesile tekrar yaşatan bu müthiş katalog, daha iz bırakan ve hatta belki de iki erkeğin aşkını anlatan daha özgün bir film ile taçlandırılamaz mıydı?
Sonuç olarak, “Bir Şans Daha” ailecek gidilebilecek türden bir film. Böyle haşin bir çağda, yine de çocukların bu naif ruhlu ve insancıllığı ön plana çıkaran filmi izlemesine taraftarım.
Ece Dorsay
27 Ekim 2019-11-27

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder