Köpek
ve İnsanın Dillere Destan Dostluğu
Jack London’un romanından defalarca filme uyarlanan
bu hikayeye, bu kez Harrison Ford derinlik katmış ama büyük Saint Bernard türü
köpek Buck’un gözleri, derin bakışları beni daha çok etkiledi. Bir kısım
sinemaseverden eleştiri almış efektlerin abartı görünmesi. Elbette görsel efekt
olduğu belli oluyor ama filme biraz renk katmak için efekt kullanılmasında bir
zarar görmedim şahsen.
Alaska’nın zorlu hava şartlarında mektup taşıyan bir
kızak köpeğine dönüşmesi Buck’ın en mutlu ve güçlü an’larını bize gösteriyor.
Kaliforniya’daki evcil hayatından koparılan Buck, Alaska’da vahşi yaşamda
hayatta kalmak ve grubun lideri olmak için büyük mücadele veriyor. Bu yolculuk,
Buck’ın kendini ve gerçek potansiyelini keşfetmesini sağlıyor.
Evcil bir hayvandan, kaçırılarak kendi içindeki gücü
ve vahşi sesi keşfeden bir köpeğe dönüşmesi yani aslen özüne dönmesi hikayenin
güçlü kısmı. En evcil sandığımız hayvanın bile içinde, atalarından gelen vahşi
doğa unsurları var. Bu da bence hayranlık uyandırıcı.
Bu kitabın dolayısıyla filmin de isminin ; Vahşi
Doğanın Çağrısı veya Vahşi Yaşamın Çağrısı veya Yaban Hayatın Çağrısı diye
çevrilmesini yeğlerdim. Vahşetin Çağrısı dendiğinde sanki bol kan akacak bir
cinayet filmi ismi gibi tınlıyor.
İnsanların, hayvanları kendi çıkarları için
kullanmaları eğer iyi bir sahibin elindelerse, tamamen güzel bir dostluğa dayalı oluyor lakin
durumu hor kullanmaya kadar götüren ve köpekleri öldürene kadar kızak çektiren
ve altınları bulma hırsından gözü dönmüş karakter Hal’un (Dan Stevens) , Harrison Ford’un oynadığı
ailesinin yasını tutan, kendini içkiye vurmuş ve altınlara çok da önem vermeyen
karakter John ile savaşı yine çocuklara güzel mesaj veren nitelikte.
Ben 14 yıl bakıp sonra kaybettiğimiz köpeğimiz
Ponçik’in verdiği duygusallıkla izledim filmi. Köpek sahibi olanlar bu tür
filmleri bir başka izliyor. Çocukların da görmesi gereken bir film. Hayvan
sevgisi konulu filmler, bizimki gibi vahşileşen toplumlara birebir terapi
gibi..
Ece Dorsay
20.02.2020
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder