Ford V Ferrari : Asfaltın Kralları
İnsanı perdeye mıhlayan bir yarış filmi hatta yarış
filminden fazlası. Araba markalarının rekabetinin tarihi ve bu tarihin içinde,
insan psikolojisi, dostluğun anlamı, düzen eleştirisi okunabilir. Elbette film,
gişe amaçlı çekilmiş yarış filmlerinin klişelerinden de faydalanmıyor değil ama
derinliği çoğundan fazla..
İki otomotiv devinin rekabetini anlatırken, hem bize
tadına doyulmaz yarış görüntüleri izletmesi hem de insan doğasının iyi ve kötü
yönlerini tasvir etmesi, oyunculuklar, karakterlerin birbirleriyle
ilişkilerindeki derinlik, bazı karakterler çok karikatürize olsa bile (Enzo
Ferrari ve Ford Özel Araçlar’ın Müdürü Leo Beebe), filmi soluksuz izletti.
Shelby ve Miles’ın arasındaki dostluk bağını da
inceleyen film, iş arkadaşı olmaktan öte, birbirlerinin güçlü ve zayıf
yanlarını bilen iki haylaz kardeş gibiler. İngiltere kökenli Miles eski bir
asker ve sonradan müthiş bir araba mekanikçisine/mühendisine ve yarışçısına dönüşmüş. Sektörde onun gibisi
yok. Artık kalp sorunları yüzünden yarışamayan araba tasarımcısı ve girişimci
Carrol Shelby (spor arabalara yakışan yüzüyle Matt Damon) ile biraz asi, daha taşralı görünen, öfkesini
gizlemeyen mekanikçi - mühendis dostu Ken Miles (Christian Bale) motor sporları
tarihinin en coşkulu ve hüzünlü hikayesine imza atıyorlar. Gerçek hikaye biraz
değiştirilmiş.
Filmin en adrenalinli kısmı, elbette 24 Saat Le Mans
yarışı ve finali.. 1966 tarihinde
gerçekleşen bu yarış, Ford markasının prestijini, gerçek yaşamda da mafyadan
aldığı borçlarla iş yapan, gözü kara Enzo Ferrari’nin yarış arabalarında lider
markasına fark atarak kurtaran Ken Miles’ın trajik sonundan öte, Shelby ile
beraber kandırılarak düzenin kurbanı olmasını (sebebini filmi izleyince
yakalarsınız, spoiler vermeyeyim.) öfkelenerek ve üzülerek izliyoruz.
Enzo Ferrari’nın hırsı ve Ford ile birleşme
teklifinin içerdiği yarış yasağı maddesine delicesine öfkelenmesi, Henry Ford’a
sadece İkinci Junior Ford olduğunu içeren hakaret dolu mesajını iletmesi, Le
Mans yarışı sırasında Ford’un helikopterle yemeğe gitmesini eleştirmesi,
Shelby’nin Ferrari standındaki kronometreleri yürütmesi, Henry Ford’u Miles’ı
yarıştırmaya ikna etmek için Shelby’nin Ford’un imajına kafayı takmış, sığ ve
vizyonsuz Beebe’yi odaya kilitlemesi ve Ford’u yeni imal ettikleri arabada son
hız bir ikna turuna çıkarması, filmin esprili ve eğlenceli yanlarıydı.
Filmde görüntüler adeta bir Playstation oyunu
heyecanı yaşatıyor izleyiciye. Hiç araba kullanmayı hatta arabada olmayı bile
sevmeyen lakin Playstation’da araba yarışlarına bayılan tezat yönüm, bu tür
filmleri de eğlenerek izlemeye müsait ama bu filmde kapitalist düzenin
acımasızlığını da sorguladım ve affedici gerçek bir dostluğu hayranlıkla
izledim.
Ece Dorsay
13 Kasım 2019-11-13
5 üzerinden 3.5 yıldız.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder